AnaSayfa Testler Sağlık Egitim Adalet e-Ticaret Tarım Yönetim
Google PageRank Checker
YAYINLARIM ve YAYILMALARI ÜZERİNE.
ok
Dünya üzerinde, belleğim yanıltmıyor ise, 150 milyon dolayı kitap olduğu söylenir. Bunlar değişiklerin sayısı, tabii bir de her bir kitabın baskı sayısı var. Kitap-okumak önemlidir denir, ama kimse de pek okumaz. Okuyana kitap kurdu denir ve çöpler kitap doludur, çöpten topladığı kitaplarla kütüphane kurduğu söylenen insanlar vardır.
Bilgi ile ilintili değişik öyküler vardır, özetle Cahit Sıtkı "Bilmek yanmakmış büsbütün." der. Tabii bilmek onmaktır da, Kuran "Bilenlerle bilmeyenler bir olmazlar." der ve Dünya'nın durumu da bunu neredeyse gösterir. Dilerseniz bir eski öykü ile duruma yeni bir bakış koyma çabası gösterelim.
Vaktin birinde bir hükümdar maiyetindeki bilginlere ne varsa yazın, okuyup bilmek istiyorum der. "Baş üstüne." diyen bilginler de başlarlar ama devir eski, yazı kil ve belki de papirus üstüne. İşlem yıllar alır, uzun sürer. Ben diyeyim 15 sene, başkaları desinler 20 sene, bilginler yazar ve bir deve yükü kitapla huzura çıkarlar. Padişah bakar ve işlerim çok der, özetleyin.
Bilginler özetlerler, ama özet de diyelim 5 yıl alır. Hani çok da kırpmaya kıyamazlar ve bir eşek yükü kitapla yine huzura gelirler. Padişah bakar ve aman kahinlerim, aman bilginlerim, insaf; şunları bir kitap yapın da okuyayım der. Bir kitap yapılır ve huzura getirilir ama şah da ölüm döşeğindedir. "Tek cümle." der. Bilginler de "Doğar, yaşar ve ölürler." derler.
İşin görülen fenomenolojisi budur ve bu da kişiyi "Az gitmiş, uz gitmiş; dere-tepe düz gitmiş ..." durumuna düşürür. Kimileri umursamaz bile, Ömer Hayyam benzerleridirler. Kimileri anlamazlar, hatta görmezler bile. Ama öykünün sonu bu kadar basit de olmayabilir, değil mi?
Bir alıntı ile başlamak doğru olur: ” The problem with the Big Bang was that astrophysicists tried to extrapolate the origin of the Universe from mathematical theories developed on the blackboard. (The Big Bang was a myth devised to explain creation, according to Alfvén)”
Alfven ile belki aynı boyutta değilim ama aynı kanıdayım, şu an geçerli Evren kuramı hem ideolojiktir (din ideolojisi), hem deneylerin yalnızca önemli birinden yola çıkma matematiktir, hem de yanıltıcıdır.
Evren sonsuza benzemektedir, aksi halde bittiği yerde ne başlar sorusu yanıtlanamaz. Sonsuz evrenin dışında olmak olası değildir, içerisinden ve sonlu bir bloktan da bir sonsuzluk oluşturmak hayaldir, düştür, düşünseldir. Evrenin tümü yaratılmış olamaz.
Dünya üzerinde görülen düzenin rastsal oluştuğunu düşünmek de oldukça zordur. Milyonlarca akıllı oluşumun hepsinin rastsal oluştuğunu düşünmekten çok daha kolay olan bir evren ile birlikte kendiliğinden var olan bilinç, bir yerel ve belli de kısıtlılıkları olan bilinç varsayımıdır.
Ve varsayımlar da deneylerle sınanmalıdırlar. Kapalı ortamda yinelenebilir deneyler söz konusu değil iseler, kullanılabilir uzay zorunlu olarak sınırlı ise, o zaman da zamanı genişletmek ve eskilerden kalıntıların nerelerde hangi ağırlıarla örtüştüklerini irdeleyerek sonuç çıkarma çabası doğru olur.
ok
ok Dünya üzerinde durum karışık, düşünmeyi gerektiriyor. Bir dizi önemli insan da taa 1960 ların ortalarından bugüne düşünüyorlar. Sonuç alınamadı, yine her kes bildiğini okuyor, her kes kendi telinden çalıyor. X, y, z kuşağı derken başa döndük (alfabe değiştirerek döndük) ve alfa kuşağı da aramızda. Çok değişik özellikler ortaya çıktı ama çözüm bulunamadı. Benim kuşağımdan kişiler arasında bu yeniler, geleceği yiyip bitirdiğimiz için bizi tefe koyup oynatacak diyenler var, çözüm yok.
Bir zamanlar maddenin sırını çözüp enerjiyi istediğimiz gibi açığa çıkardığımızda sorunumuz kalmaz diyen ben de artık görüyorum ki maddenin birincil (fizik) özellikleri var, ağırlık gibi. İkincil, algıya dayalı özellikleri de var, koku gibi. İnsanın da birincil özellikleri var, bu sürece mahkum gibi.
Kendi geçmişim gibi, onun kadar olmasa da bir ölçüde onun gibi, insanlık tarihine-bilim tarihine baktım. Bazen tesadüfler yardım ettiler bazen de dostlar ve bu sayede bir şeyler de ortaya koydum. Durduğu yerlerde durdukları sürece hiç bir yararları olmaz. Yayılmaları, değişerek daha doğruya yakınsar şekilde yayılmaları gerekiyor ki sonuç versinler.
İnsanın birincil özellikleri bu tür düşüncelerin yayılmalarını kısıtlıyor, umarım ikincil özellikleri açığa çıkarlar ve doğrular da ortaya çıkarılırlar.
ZİYARETİNİZ İÇİN TEŞEKKÜR EDERİZ; YARARLI OLDUĞUMUZU UMUYORUZ.
BİZE isoger1@hotmail.com HER ZAMAN YAZABİLİRİNİZ.
...
© 2015 , İsmail GERMAN. HER HAKKI SAKLIDIR
PLEASE PREFER GIVING LINK IF THAT SUFFICES

      SORU ÇÖZÜM
Wikipedia
Yayınların Yayılması
Model
Hans Alfven
Evren
      SÖZLÜKLER
TDK Büyük Türkçe Sözlük
İng.-İng. Tıp Sözlüğü
Wikipedia
      EVDE SPOR
En Yararlı Hareketler
      ÇOK GEREKLİ SİTELER
Türk Telekom Rehberi
Valilikler
TOBB
T.C. Kimlik Numarası
e-Devlet Kapısı
      ÖĞRENCİ E-DEVLET
MEB
YÖK
ÖSYM